ESHRE 39th Annual Meeting
ESHRE 39th Annual Meeting
#ESHRE2023’den bildiriyoruz 📢
1990 yılında ilk kullanımıyla birlikte yardımcı üreme teknikleri arasında önemli rol oynayan preimplantasyon genetik tanı (PGT), IVF sürecinde genetik açıdan anomalilerin araştırılması ve sağlıklı embriyonun transfer için seçilmesini mümkün kılmakta.
PGT için alınan trofektoderm biyopsinin anne ve yenidoğan sağlığına etkisi Massachusetts Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cynthia Sites tarafından ele alınırken; UZ Brussel’dan Prof. Dr. Willem Verpoest, embriyoda istenebilecek test tekrarları için yapılan dondur-çöz işlemleri hakkında tecrübelerini paylaştı.
Sites, IVF sürecinde embriyoların dondurulduktan sonra genetik açıdan incelenmesi için alınan trofektoderm biyopsinin hamilelik ve doğum üzerine etkilerini araştırmak üzere 585 biyopsi sonrası transfer ile 2191 biyopsisiz hamilelik sürecini karşılaştırdı. Araştırma sonucunda gruplar arasında karşılaştırılan; preeklempsi, hipertansiyon, plasenta anomalileri, erken doğum, düşük kilolu doğum, sezaryen ve gebelik ile başlayan gestasyonel diyabetes mellitus sağlık parametreleri arasında fark gözlemlenmedi. Sites, anne ve yeni doğan sağlığı açısından PGT için embriyodan alınan trofektoderm biyopsinin güvenli bir yöntem olduğunu belirtti.
Verpoest çeşitli yayınlarda, PGT işlemlerinin %2-12 oranında biyolojik veya teknik sebeplerden dolayı tekrar edilebileceğini; bu süreçte dondurulan embriyolardan biyopsi alınması için 2. defa yapılacak dondur çöz işleminin profesyonel laboratuvarlarda yapıldığı taktirde, taşıdığı tanısal önem ve üreme sürecinin tamamlanması açısından uygulanabilir olduğunu belirtti.